20 Haziran 2017 Salı

Mahalle Sakinlerine Mektup

Sayın Mahalle Sakinleri;

Bir vesile ile mahallenizin sorunlarını duydum. Bu sorunlar benim ilk defa duyduğum sorunlar olmadığı gibi öyle zannediyorum ki son defa duyduğum sorunlar da olmayacaktır.

Ülkemizde mevcut arazilerin üçte ikisi Milli Emlak'a aittir. Bu Milli Emlak'a ait arazilerin yarısından fazlası da sorunludur.

Vatandaşın Vatandaşla arasındaki sorun, yani kişilerin başka kişiler arasındaki sorun beni ilgilendirmez. Bu konuda çok da deneyimim yoktur.

Ancak Vatandaşın Devletle arasındaki sorunun halledilmesi konusunda uzun yıllara dayanan bir bilgi birikimim var. Bu konuda mütevazı olmama gerek olmayacak derecede bu işte benim üstüme kimse yok demem yanlış olmaz.

Atalet ile Adalet bir birine yakın kelimelerdir. Ancak siz Atalete düştüğünüzde Adalet kendiliğinden gerçekleşmez.

Atalet kişinin yapmayı istediği bir şeyi yapmak istediği halde bir türlü başlamayıp sürekli yapacağı işi ertelemesidir. Bu gün yarın diye diye ertelediğiniz iş bir müddet sonra çözümsüzlüğüne inandığınız bir iş olur.

Herkese ne olursa bize de o olur mantığı mahallenizin sorununun uzun yıllar çözülememesinin tek sebebidir.

Siz Ataletinizi kırıp kendi sorununuza sahip çıkamadığınız durumda kimse size kendiliğinden Adalet getirmez. Hatta üç beş kelime sizden farklı olarak bilen birileri durumunuzdan faydalanmak için farklı yollara da başvurabilir.

Bir belediyenin İnşaat firması kurması demek sizin yerleriniz gibi yerlerin geleceği pek de parlak değil demektir. TOKİ, Özelleştirme İdaresi, Varlık Fonu vs oluşumların ilk aklına gelen yerler sizin yerleriniz gibi yerlerdir.

Armut piş ağzıma düş dediğiniz müddetçe;
Ne armut pişer ne de ağzınıza düşer

Bölgenizin sorununu tesadüfen öğrendim, öğrendiğim zaman da çözüm önerilerini saatlerce öğrendiğim kişilere anlattım. Daha sonra saatlerce mahallenizden ilk toplantıya gelen kişilere anlattım sordukları soruların hepsine cevap verdim başka soru olmayınca da belirli konularda mutabık olarak toplantıyı bitirdim.

Ben 49 yaşındayım hayatımın 19 yılı bu tür sorunları olan kişileri ikna etmekle geçti. Bu konuda bir çok acı deneyimim var. Küçük bir örnek vermek isterim.

Büyük bir arazi var, bu araziyi sözde büyük bir müteahhit alacak, o müteahit ile beylik düzünde görüşmemiz gerekiyor, ama öte yandan da Ankara'da amcamın oğlunun düğünü var ( bir iş kazasında vefaat eden amcamın yetim oğlu) ona rağmen ben o düğün yerine müteahhit ile görüşmeye gittim. Şöyle düşündüm; eğer bu iş olursa amcamın oğluna ev hediye ederim. Düğününde bulunmaktan daha çok makbule geçer. Kartaldan Beylikdüzüne 4 saatte gittim. Gittiğim yerde beni Emlakçı bekliyordu. Müteahhit nerede dedim. Yurt dışında tatilde dedi. Sen önce bana bir anlat ben ikna olursam onu ikna ederim dedi. Bir haftadır anlatıyorum ikna oldum Müteahhitle buluşacağız iş başlayacak diyen sen değilmiydin be adam beni neden Amcamın yetim oğlunun düğününden edersin?

19 yıl boyunca ben bu filmi 19 bin kere seyrettim.

Aynı şekilde ben sizin yerinizin sorununu dinledim
İlk tanıştığımız kişiye anlattım
Toplantıya katılan arkadaşlarınıza anlattım
Konuya uygun vekalet örneği verdim

Israrla 2 şey söyledim:

1. Anlattıklarıma inananlar vekalet versin işlerine başlayalım
2. Sizin işinizin maaliyetini siz karşılayın ben değil.

Kış ayında sıcak bir soba başında bir kedinin ip yumağıyla oynaması kadar iç içe geçmiş sorunlarınız var. Bu sorunların çözümü de o bir birine dolanan ipi çözmek kadar zor hele de konunun uzmanı olmayan sizlerin çözmesi imkansız. Konu hakkında üç beş kelime bilgisi olanların inşaat firması kuracak kadar iştahını kabartan yeriniz ya TOKİ'ye kalır, Ya da Kentsel dönüşüme meze olur gider. Benim 19 yıllık tecrübem herkese ne olursa bize de o olur düşüncesinde yerlerini kaybedip saç baş yolan insanların dramını görmekle geçti.

O bakımdan herkese ne olursa bize de o olur düşüncesinde olanları ikna edecek ne zamanım var ne de enerjim var.

İsmi ne olursa olsun
Adı sanı ne olursa olsun
Sorunu ne olursa olsun
Ben sorununu bana anlatan derdine derman olunmasını talep eden herkesin derdine derman olurum. Kimse beni test etmediği sürece, kimse bana ikna oluyormuş gibi ikna olmadığını beyan etmediği sürece.

Bu işlerde sizlerin karşılaştığı en büyük sorun, sizin işinizi hallederiz diye karşınıza birileri çıkıyor, üç beş kuruş paranızı alıyor, sonra sırra kadem basıp gidiyor. Uzun yıllardır bu filmi defalarca seyretmişsinizdir.

PEKİ BENİM KARŞILAŞTIĞIM SORUNLARI BİLMEK İSTER MİSİNİZ?

1-  Beni tanıyan biri aynı gün zengin olma hayali kurar
2.- Beni tanıyan biri bir hafta on gün içinde bu zengin olma hayalinin doruk noktasına çıkar
3.- Beni tanıyan biri muhtemelen bir ay içinde beni hani iş için tanıdığını unutur başka konuya geçer
4.- O saatten sonra konudan konuya daldan dala atlanır asıl tanışılan konu ise çoktan unutulmuştur.
5- Genelde mantık şöyledir yav sen benim işimi bir hallet sen benimkinden para alma bedava yap ben sana ne çok müşteri getiririm. Muhtemelen sen benim işimi hallet ben sana çok müşteri getiririm diyenlerin getirdiği müşteriler de aynı şeyi derler.

Bu Alibaba hikayesine benzer.
Alibaba pazarda odun satarken beşi beş kuruş beşincisi bedava demiş herkes o bedava beşinci odunu almış gibi.

19 yıllık bu deneyimde olunca hiçbir muhatabımızdan önden para almak istemiyorum. Ama diyorum ki ben sizden para almazken sizin işinizin de yükü bana binmesin. Çünkü küçük yükler binince beni göçertiyor. Deveyi göçerten bir dirhem yük misali o bir dirhem yük bin kişinin sorunu bir kişiye yüklenince bin bir dirhem yük oluyor.

İnsanlar ayda sigara parasına çuvalla para verebiliyor
İnsanlar en basit avukatlık olaylarda 10 bin 20 bin lira verebiliyor
Hiçbir avukat adam öldüren birini beraat ettiremez
Ama benim duyduğum soruların tamamı da bu iş yüzde kaç olur?

Size işinizin yüzde kaç olacağı lazım değil
Size işinizi başından sonuna kadar takip edecek her aşamada bilgi birikimi ile gece gündüz yedi gün yirmi dört saat size ve yerinize sigorta olacak bilgi birikimi olan uzmanlar lazım.

Ben 19 yıl bu işlerle uğraştım artık sizin mahalleniz tarzı çok zaman harcayıp az kar bırakan işlerle uğraşmıyorum. Az zahmetle çok kar bırakan sayısız işim gücüm var. Bu tarz küçük işleri de Avukatım sayesinde hallettiriyorum.

BU İŞLERİN BİZE MALİYETİ NE OLUR SORUSUNA GELİNCE;

Dünya'da mekan Ahirette iman misali
Konu sizin Dünya'daki mekanınız
Şu an mekanınız var ile yok arası
Ne var gibi işlem yapabiliyorsunuz
Ne yok sayıp terk edip gidebiliyorsunuz
İçinizden birisi bir başkasının tapulu yerine girmeye cesaret edebilir mi?
Ama siz Devletin tapulu yerine girdiniz
Birinin tapulu yerine girseniz öyle ya da böyle baş edebilirsiniz belki
Ama Devletin tapulu yerine girince Devletle baş edebilir misiniz?
Yirmi yıldan fazla çektiğiniz sıkıntıların özeti budur.
Hiçbir şey yapmadığınız sürece ecrimisilleriniz taksimetre gibi işliyor hiç beklemediğiniz bir anda ecrimisil icraları kapınıza dayanırsa şaşırmamalısınız bu konuda İstanbul sınırları içinde sayısız örnek mevcuttur.
Bu yerlerin tapusunu cebinize koymadığınız müddetçe rahat uyku uyumanız mümkün değil. O bakımdan Dünya'da mekan Ahirette iman misali Mekanınız çok önemli.

SİZ MEKANINIZA NASIL BAKARSANIZ MEKANINIZ DA SİZE ÖYLE BAKAR. ATALET İÇİNDE HERKESE NE OLURSA BİZE DE O OLUR DERSENİZ HERKESE NE OLURSA SİZE DE O OLUR

İsmi ne olursa olsun
Adı sanı ne olursa olsun
Sorunu ne olursa olsun sorunuma çözüm isterse o zaman bu işin maliyeti de şudur:

Ben benim sayemde benim vasıtam ile mevcut halinden 100.000 lira kazanan olursa o kazanılanın %51'ini yai 51.000 lirasını benim üzerimden para kazananlara veriyorum. %34'ünü yani 34.000 lirasını kendim alıyorum. %15'ini yani 15.000 lirasını da masrafa sayıyorum. Bu masraflar içinde iş takibi için Avukatlar ve Bilirkişilere ödenecek ücretler de dahildir.

Bu rakamlar sizin bölgeniz için zor bir rakamlar durumun farkındayım ama bir de şöyle düşünün birlikte hareket edebilirseniz buradan bir proje ortaya çıkar burdan bir proje ortaya çıkarsa siz de kazanırsınız ben de kazanırım.

Onun dışında münferit olarak iş yapmak isteyen sorununa çözüm bulmak isteyen olur ise o zaman da bir avukat tutarken ne ödeniyorsa o rakamları ödemeyi göze alması gerekir.

O oran da ortalama olarak şöyledir.

İster daire olsun ister arsa olsun tapusu alınacak yerin Avukatlık Danışmanlık ücreti yerin piyasa değerinin %15'idir. Bu avukatın payına düşen %15'in yüzde 10'u işin başında masraf olarak alınır %90'ı tapu tesliminde olmak üzere noterden sözleşme imzalanır.

Saygılarımla.






Mahalle Sakinlerine Mektup

Sayın Mahalle Sakinleri; Bir vesile ile mahallenizin sorunlarını duydum. Bu sorunlar benim ilk defa duyduğum sorunlar olmadığı gibi öyle z...